Menü
Kent Konseyinde Gazeteciye Şok Müdahale
HABER / NİLÜFER ALBAYRAK / ADOM AJANS - Yaklaşık 15 yıldır Beylikdüzü'nde halkın sesi olan, haberleriyle kamuoyunu aydınlatan gazeteci Emrah Öztürk, Kent Konseyi’nde akıllara durgunluk veren bir olayla karşı karşıya kaldı. Kamuya açık bir alanda mesleğini yapmaya çalışan Öztürk, fiziksel müdahale ve tehditlerle konsey dışına çıkarıldı.
"GAZETECİ GÖREV BAŞINDA SALDIRIYA UĞRADI"
Hem Haberekspress Gazetesi muhabiri hem de Caddegazetesi.com’un sahibi olan Emrah Öztürk, Kent Konseyi toplantısını izlemek ve kamuoyunu bilgilendirmek için konsey binasında bulunduğu sırada, görevini yerine getirmesi engellendi. Daha da vahimi, konsey binasındaki çay ocağında çalışan bir belediye personelinin mutfağa giderek tezgahtaki bıçağı alıp Öztürk’e yönelmesi oldu. Neyse ki olay çevredeki diğer katılımcılar tarafından son anda engellendi.
"KENT KONSEYİ BAŞKANI’NDAN FİZİKSEL MÜDAHALE"
Olayın en çarpıcı yönlerinden biri ise Kent Konseyi Başkanı İsmail Bozan’ın gazeteciye karşı sergilediği tavırdı. Bozan, kamuya açık bir alanda görev yapan Öztürk’ü doğrudan hedef alarak "çık dışarı" sözleriyle müdahale etti ve fiziksel temasla dışarı çıkardı. Bu durum, Kent Konseyi gibi halkın ortak sesi olması gereken bir yapının, kişisel husumetlerin ve tahammülsüzlüğün aracı haline geldiğini ortaya koydu.
"ELEŞTİRİYE TAHAMMÜLSÜZLÜK, BASINA SALDIRIYA DÖNÜŞTÜ"
Gazeteci Emrah Öztürk, kısa süre önce Gençlik Meclisi seçimlerine dair yaptığı eleştirilerin bazı konsey yöneticilerinde rahatsızlık yarattığını dile getirdi. Öztürk, "Benim eleştirilerimi hazmedemeyenler, basına yönelik bu saldırıyla düşünce özgürlüğünü susturmaya çalışıyor" dedi. Yaşananları yalnızca kendisine değil, basın özgürlüğüne yapılan bir darbe olarak değerlendirdi.
"BU DAVANIN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIM"
Olay sonrası polis merkezine giderek suç duyurusunda bulunan gazeteci Emrah Öztürk, konseyde yaşananlara dair güvenlik kamerası görüntülerinin de incelenmesini talep etti. Öztürk, "Kent Konseyi halkın evidir. Kimsenin keyfi müdahalelerle burayı kişisel iktidar alanına çevirmesine izin vermem. Bu süreci hem hukuki hem toplumsal olarak sonuna kadar takip edeceğim" ifadelerini kullandı.
"KENT KONSEYİ’NDE NE OLUYOR"
Halkın ortak aklını temsil etmesi gereken Kent Konseyi’nde yaşanan bu olay, yalnızca bir gazeteciye değil, tüm Beylikdüzü halkına yönelik bir baskının işaretidir. Demokratik değerlerin yerini kişisel hesaplaşmaların aldığı, fikirlerin değil güç gösterisinin öne çıktığı bu yapı, artık sorgulanmayı fazlasıyla hak ediyor.
"KAMUOYU SESSİZ KALMAMALI"
Gazetecilere yönelik baskının sıradanlaştığı bir ortamda, Beylikdüzü Kent Konseyi’nde yaşanan bu skandal olay karşısında kamuoyunun sessiz kalmaması bekleniyor. Sorumluların derhal hesap vermesi, halkın haber alma hakkının güvence altına alınması gerekiyor.
